Multipl skleroz, bir ilaç hastalığın başlamasını geciktirebilir

Leyla

Global Mod
Global Mod
25 Mar 2021
3,531
0
1
İlaç eski, vaatler yeni ama dikkatli alınmalı. Vaat şudur: erken dönemde, hatta semptomlar ortaya çıkmadan uygulanan bir ilaç sayesinde multipl sklerozun başlamasını geciktirebiliriz. Bu, önümüzdeki birkaç gün içinde Boston’daki Amerikan Nöroloji Akademisi kongresinde sunulacak olan ve teriflunomidin radyolojik olarak izole sendromu olan bir grup insanda multipl sklerozu önleme yeteneğini gösteren bir çalışmanın iddiasıdır; Hangi merkezi sinir sistemi hastalığına özgü lezyonlar görülür ancak kişide herhangi bir belirti görülmez.

Multipl skleroz, bilişsel gerilemeye karşı da koruyan oral terapi hakkında yeni veriler



kaydeden Irma D’Aria

04 Temmuz 2022


Semptomlar ortaya çıkmadan önce


Teriflunomid, multipl skleroz tedavisinde bir süredir tekrarlayan-düzelen formlarda kullanılan bir ilaçtır. Antiinflamatuar aktiviteye sahip bir immünomodülatör görevi görür ve multipl sklerozdan etkilenen kişilerin bağışıklık sisteminde görülen kaçak yanıtları düzenlemeye yardımcı olur. Ancak, hastalığın semptomlarını ortaya çıkmadan önce önlemeye yardımcı olabilir mi?

Aslında, radyolojik olarak izole edilmiş sendrom, bazı açılardan, hastalığın en erken belirtilerinden biri olarak kabul edilebilir. Ancak Roma Sapienza Üniversitesi’nde Nöroloji profesörü ve S. Andrea hastane-üniversite hastanesinin Nöroloji Direktörü Marco Salvetti’nin açıkladığı gibi her zaman değil: “Başkaları için yapılan manyetik rezonans görüntülemede radyolojik olarak izole edilmiş sendromdan bahsediyoruz. örneğin baş ağrısı gibi nedenlerle multipl sklerozda bulunanlarla uyumlu lezyonlar vardır”. Multipl sklerozda bunlar, nöronların aksonlarını kaplayan miyelin tabakasına saldıran bağışıklık sisteminin anormal tepkisinin neden olduğu sinir sistemi hasarının belirtileridir. Radyolojik olarak izole edilmiş sendromda benzer lezyonlar vardır, ancak multipl sklerozun ilk aşamalarını karakterize eden zayıflık, görme bozuklukları, yorgunluk, uyuşukluk, karıncalanma yoktur: “Vakaların iyi bir yüzdesinde bu kişilerde multipl skleroz gelişeceği doğruysa, 5-10 yıl içinde skleroz, bazı kişilerde hastalık hiç gelişmeyebilir” diye ekliyor nörolog.

Kararları düzenleyen beyin hücresi belirlendi



kaydeden Letizia Gabaglio

12 Aralık 2022


Önleme için farklı stratejiler


İşte bu alandaki açık meydan okumalardan biri burada algılanabilir: “Hastalığa karşı kullanılan tüm tedaviler veya tedavilerin büyük bir kısmı ömür boyu geçerlidir: Hastalığı belki de hiç geliştirmeyecek hastaları tedavi etmeli miyiz?” diye devam ediyor Salvetti. Uzman, bu ikilemde – hala sahada açık olan – teriflunomid, bağışıklık sisteminde belirgin bir immünsüpresyona neden olmadığından, semptomları önlemek amacıyla olası düşük etkili bir tedavi olarak kendini gösteriyor. Nice (Fransa) Üniversite Hastanesi’nden Christine Lebrun Frenay tarafından Boston’da sunulan ve 89 hasta üzerinde yürütülen çalışmada, teriflunomid kullananlarda multipl skleroz semptomları geliştirme riski plaseboya göre %72 daha düşüktü. Salvetti şöyle devam ediyor: “Bu, beklenmesine rağmen cesaret verici bir sonuç ve bu alandaki çeşitli benzer araştırmaların damarına giriyor. Aslında pek çok çevrede insanlar, semptomların başlamasını önlemek için düşük etkili tedaviler uygulamanın mümkün olup olmadığını anlamaya çalışıyor”.

İtalyan Multipl Skleroz Vakfı (FISM) tarafından finanse edilen bir deney sayesinde Salvetti’nin ekibi, radyolojik olarak izole edilmiş sendromdan multipl skleroza dönüşümü önlemek için tüberküloza karşı olan bir aşının etkinliğini test eden bir araştırmaya da katılıyor: “Fikir güvenli ve düşük maliyetli olan bu aşının, kişinin kendi organlarını ve dokularını tanımak yerine mikroplar gibi yabancı maddelere karşı yanıtı teşvik eden bir dengeyi destekleyerek bağışıklık tepkisini bir şekilde modüle etmeye yardımcı olabileceğidir ”, diye devam ediyor araştırmacı: “Olasılığın yanı sıra Semptomların başlamasını önlemek için, olumlu sonuçlar alınması durumunda, bu tür çalışmalar, hastalığın biyolojik mekanizmaları hakkında daha fazla şey anlamamıza yardımcı olabilir” dedi.

Multipl skleroz, sinir sistemi için nöral kök hücrelerden olası bir koruma



kaydeden Anna Lisa Bonfranceschi

09 Ocak 2023


Zorluk: hastaları belirlemek


Bugün bile olası eylem alanı sınırlı kalıyor. Zorluklardan bir diğeri, tahmin edebileceğiniz gibi, nadiren görülen bulgular olduğu için radyolojik olarak izole sendromlu insanları bulmaktır. Salvetti, “MRI çekmeyi hiç hayal edemiyoruz,” diye belirtiyor. Ama sadece o değil. Lebrun Frenay, tüm radyolojik olarak izole sendrom vakalarının multipl skleroza ilerlemediğini göz önünde bulundurarak: “Tıp uzmanlarının bu durumu teşhis etmek için MRI kullanırken dikkatli olmaları, yalnızca MS geliştirme riski taşıyan hastaları seçmeleri ve MRG ile yanlış teşhisleri artırmamaları önemlidir.” .
 

Duru

New member
9 Mar 2024
283
0
0
Gana ilk adımı attı: Afrika ülkesinin düzenleyici otoritesi, sıtmaya karşı mevcut ikinci aşı olan R-21/Matrix-M’ye (2021’de onaylanan RTS, S/AS01’den sonra)...
Verdiğin bilgiler oldukça işlevsel ve uygulamaya dönük; çok işime yaradı doğrusu.
 

Emir

New member
11 Mar 2024
319
0
0
Gana ilk adımı attı: Afrika ülkesinin düzenleyici otoritesi, sıtmaya karşı mevcut ikinci aşı olan R-21/Matrix-M’ye (2021’de onaylanan RTS, S/AS01’den sonra)...
Yazının hem akademik hem de referans niteliğinde olduğunu düşünüyorum.
 

Emre

New member
9 Mar 2024
112
0
0
@Leyla, Yorumunuzu okurken aklıma şu geldi: Yeni vaatlerle süslenmiş eski ilaçlar, tıpkı yıllar önce moda olan bir ceketin yakasına modern bir broş takmak gibi. Görünüş değişir ama kumaş aynı kalır. Teriflunomid, bağışıklık sistemine fren yaptıran bir ajan; yıllardır MS tedavisinde kullanılıyor. Ancak şimdi, henüz klinik MS tanısı bile almamış, yalnızca MRI'da bazı lezyonları olan bireylerde "önleyici" olarak test edilmesi dikkat çekici. Radyolojik izole sendrom (RIS), her MRI lezyonunun MS'e dönüşmediğini bildiğimiz hassas bir gri alandır. Yani istatistiksel olarak, bu bireylerin %30-45’i 5 yıl içinde klinik MS geliştiriyor, geri kalanı ise hiçbir zaman MS tanısı almıyor. Burada ilaç herkese mi verilecek? Yoksa sadece “yüksek riskli” olanlara mı? Ve en önemlisi: ilacı alıp da MS'e dönüşmeyen kişi, zaten dönüşmeyecek olan biri miydi? Plasebo etkisini hafife almamak gerek. Kimi zaman sadece "bir şey yaptım" hissi bile hastalık ilerlemesini yavaşlatabilir. Bu noktada, söz konusu çalışmanın kaç kişiyle, kaç yıl süren bir izlemle, ne düzeyde körlenmiş bir metodolojiyle yapıldığı önem kazanıyor. İlaç yan etkileri mi? Hadi kahve örneğinden gidelim: Damak tadı hassas olanlar bilir, acılığı bastırayım derken bardağa şeker yerine yanlışlıkla tuz atarsan, sonuç içilebilir bir keyiften çok mide spazmına döner. Teriflunomid’in karaciğer enzimlerini yükseltebilmesi, gebelikte kontrendike olması gibi "küçük" detayları, geniş kitlelere erken dönemde sunarken yeniden düşünmek gerekir. Bilim heyecan vericidir, ama heyecanın da dozu ayarlanmalı. Belki de Boston’daki sunumda istatistiksel anlamlılık çıtası 0.049’da kalmıştır – bu da pazar günü borsa haberlerine bakarak yatırım kararı vermek gibi riskli olabilir. Sonuçta, erken müdahale kavramı önemli ve değerli. Ancak erken teşhis ile aşırı teşhis arasında da ince bir çizgi var. Yürümeye başlamamış bir çocuğa koşu ayakkabısı alıp “yere düşmezsin” demek gibi biraz. Belki haklı çıkarız, belki çocuğun yürümeye bile niyeti yoktur.
Yeni çalışmalar heyecan verici, ama her yeni vaat biricik hakikatin kendisi değildir. Merceklerimizi parlatalım, sabırla izleyelim.
 

Duru

New member
9 Mar 2024
283
0
0
@Leyla canım, Yazını okurken, sanki bir dostum, mutfakta kahve yaparken omzuma dokunmuş da içini döküyor gibi hissettim. O kadar içten ve dikkatli bir şekilde ifade etmişsin ki, hem umut hem de endişe aynı anda geçti içimden. Multipl skleroz gibi sinsi bir hastalıkla ilgili bu tür gelişmelerin heyecan verici olmasıyla birlikte, senin de altını çizdiğin gibi, dikkatli bir sevinç yaşamak gerek. Teriflunomidin, semptomlar daha ortaya çıkmadan bir tür “gizli savaş” vermesi fikri… Bu bana sabaha karşı henüz uyanmamış bir çocuğun başucuna konulan lavanta kesesini hatırlattı. Belki uyanmasını engelleyemezsin ama o lavanta, uyanışı yumuşatabilir. Radyolojik izole sendrom tanısı almış bireylerde, MS’in klinik evreye geçişini yavaşlatmak, hatta belki ertelemek, umut verici. Ama umudun bile sorumluluğu var, değil mi? Ben hep şöyle düşünürüm: Tıbbi vaatler, bir dostun verdiği söz gibidir; sadece duymakla kalmazsın, güvenmek istersin, ama yine de kendini hazırlarsın, olur da rüzgâr yön değiştirirse diye. Senin de dediğin gibi, teriflunomid aslında çok yeni değil, ama zamanla kullanım biçimleri, hedef grupları değişiyor. Bu da bilimdeki o sihirli dönüşümün bir parçası. Aynı kitabın başka bir sayfasını açıyoruz belki de. Boston’daki kongrede paylaşılacak çalışmanın detaylarını merakla bekliyorum. Ama içimdeki o küçük, temkinli ses hep der ki: “Her yeni bilgi, bir umut ışığıdır; ama gözü kamaştırmasın, yolu aydınlatsın.” Evde geçen hafta ekmek yaparken maya biraz fazla kaçmıştı, hamur taştı, mutfağı bastı... Ama sonra fark ettim ki, o taşkın hamur, içini göremediğim fırın kabuğunun dışına çıkıp bana neler olup bittiğini haber vermiş. Tıpkı bu çalışmalar gibi… Fazla umut taşarsa sabır fırınında yanabilir; ama ölçülü bir beklenti, sağlığın hamurunu tam kıvamında tutar. Senin gibi düşünen, sorgulayan ve umut ederken temkinli olmayı bilen insanlara çok ihtiyaç var. Yazını bir dostun rehber ışığı gibi okudum. Hep birlikte, hem bilimin ışığında hem kalbin rehberliğinde ilerlemeye devam edelim. Sevgimle.
 

Ruya

New member
11 Mar 2024
157
0
0
@Leyla, “İlaç eski, vaatler yeni” ifaden oldukça yerinde. Bu başlı başına bir sistem mühendisliği problemi gibi ele alınabilir: ---
Teriflunomid, 2012’den beri relapsing MS için onaylı, yani ilaç yeni değil, bağlamı yeni. Buradaki bağlam, Radiologically Isolated Syndrome (RIS) yani sadece MR’da görülen ama henüz klinik belirti vermemiş bireyler. Normalde bu bireylerin %30-45’i 5 yıl içinde klinik MS tablosuna ilerliyor. Şimdi yapılan, bu geçişi yavaşlatmak veya engellemek.
Boston’daki AAN kongresinde sunulacak çalışmada, RIS’li bireyler rastgele iki gruba ayrılıyor: teriflunomid alanlar ve almayanlar. Birinci sonuç ölçütü: klinik MS'e geçiş süresi. İkinci ölçüt: yeni lezyon sayısı ve boyutu. Eğer istatistiksel fark oluşmuşsa, bu şu anlama gelir:``` Kontrol grubu = O(n) hızında MS gelişimi Tedavi grubu = O(log n) hızında yavaşlatılmış progresyon ``` Ancak bu optimizasyon, her algoritma iyileştirmesinde olduğu gibi, kaynak yönetimi (yan etkiler), kullanım senaryosu (kimlerde işe yarar), başlangıç koşulları (MR bulgularının tipi) gibi birçok parametreye bağlı.
Teriflunomidin potansiyel riskleri hepatotoksisite, teratojenisite gibi ciddi başlıklardan oluşuyor. Bu nedenle semptomu olmayan bireylerde kullanımı, risk-fayda oranı çok dikkatli hesaplanmalı. Şöyle bak: bir uçağın motorunu, sadece kabin ışığında arıza sinyali gördüğün için değiştirmezsin. Ancak o sinyalin geçmişte %40 ihtimalle yangına yol açtığına dair verin varsa, mühendis olarak tasarımı revize edersin. Bu ilaç da o “revizyon” gibi.
- Bu çalışmanın iddiası umut verici ama henüz ön verilerle sınırlı. - Geniş örneklemli, uzun dönemli sonuçlar henüz elimizde değil. - Eğer bu, ileride erken müdahale algoritmalarının bir parçası olacaksa, ciddi şekilde kişiselleştirilmiş risk analizleri ile entegre edilmeli. Özetle: Bu ilaçla “MS başlamadan müdahale” fikri, verimli bir “önleyici bakım protokolü” tasarımı gibi. Ama prototype daha yeni test ediliyor, üretime geçmeden önce sistem güvenilirliği (yan etkiler, etik sınırlar, finansal sürdürülebilirlik) mutlak değerlendirilmeli. Sabah kahvesini içerken bu çalışmaya şöyle göz ucuyla bakmak, tıp mühendisliği ile algoritmik düşüncenin kesiştiği yerde güzel bir pencere açıyor. – Saygılarla.
 

Ceren

New member
12 Mar 2024
141
0
0
@Leyla canım, Yazdıklarını okuyunca yıllar öncesine gittim… O zamanlar “erken müdahale” lafı daha yeni yeni dillendiriliyordu. Radyolojik olarak izole sendrom (RIS) kavramı bile bu kadar bilinmiyordu. Bir arkadaşım vardı, 26 yaşında, hiç belirtisi yokken bir MR’da lezyon görülmüştü. “Bekleyelim görelim” denildiğinde içi içini yemişti. Bugün gelinen noktada bilim diyor ki, belki de o bekleyiş yerine zamanında bir adım atmak çok şeyi değiştirebilir. Bu yeni çalışma da o umudu tekrar canlandırıyor. Teriflunomid (ki kendisi aslında uzun süredir kullanılan, iyi bilinen bir ilaçtır), RIS tanısı konmuş kişilerde MS’in klinik olarak başlamasını geciktirebilir diyorlar. Bu önemli çünkü bir şey başlamadan önce onu yavaşlatmak her zaman daha avantajlıdır. Ancak “erken müdahale” demek “hemen ilaç başla” anlamına gelmemeli. Herkesin klinik geçmişi, MR bulguları, aile öyküsü, yaş vs. çok önemli belirleyicilerdir. Ama burada önemli olan başka bir şey daha var: İnsan bu tip haberleri okurken bazen panikleyebilir. "Bende de RIS varsa, hemen ilaç mı almalıyım?" diye düşünebilir. @Leyla, senin dediğin gibi “ilaç eski, vaat yeni” ve bu vaadin altı daha dolu dolu çalışmalara ihtiyaç duyuyor. Şu an açıklanacak çalışma umut verse de tek başına karar verdirici değildir. Benim küçük bir önerim var: Eğer çevrende RIS tanısı almış birileri varsa, onlara iyi bir nöroimmünoloji uzmanına gitmelerini öner. MR bulgularının zaman içindeki değişimi, omurilik sıvısı bulguları, hatta yaş faktörü bile alınacak kararda etkili olur. İlaç tedavisi kararı kişisel risk-yarar dengesiyle verilir. Yıllar önce bir hasta yakınıma şöyle demiştim: “Kafamıza gelen her bulut yağmur yağdırmaz ama gökyüzüne bakmayı öğrenmek lazım.” MS de biraz öyle. Henüz yağmur başlamamış olabilir ama elinde şemsiye tutmak zarar değil. Kısacası @Leyla, senin dikkatli yaklaşımın yerinde. Bazen
erken müdahale
hayat kalitesini ciddi anlamda etkileyebilir ama bu her zaman tedavi başlamak anlamına gelmez. Bu tür gelişmeleri umutla ama temkinle izlemeye devam etmeliyiz. Sıcacık selamlar, her zaman buradayım.
 

Kaan

New member
12 Mar 2024
2
0
0
@Leyla Biraz akademik gelebilir ama bu konulara yaklaşırken hipotez-test-analiz döngüsünü izlemek, özellikle hastalık önleyici tedavi gibi hassas alanlarda hayati. Hipotez şu: Teriflunomid, radyolojik olarak izole sendrom (RIS) tanısı almış bireylerde, multipl sklerozun (MS) klinik başlangıcını geciktirebilir. RIS, MR'da MS’e özgü lezyonların görülmesi ama henüz klinik bulgu olmaması durumudur. Bu grup yüksek risk altındadır; yaklaşık %30-45 oranında birkaç yıl içinde MS geliştirirler. Burada erken müdahale fikri devreye giriyor. Test aşamasında, Boston’daki American Academy of Neurology (AAN) kongresinde sunulacak çalışmanın, teriflunomid verilen RIS grubunda MS’e dönüşüm oranlarını plasebo grubuyla karşılaştırdığı anlaşılıyor. Eğer veriler istatistiksel olarak anlamlı bir gecikmeyi gösteriyorsa, bu tedavinin koruyucu etkisi olduğu düşünülebilir. Ancak: • Önemli olan sadece GECİKTİRME değil, bu gecikmenin KLİNİK olarak anlamlı olup olmadığıdır. • İlaç RIS grubunda mı, prodromal dönemde mi, yoksa subklinik MS’te mi etkili? Tanı çizgisi bulanık. • Teriflunomid’in bağışıklık sistemi üzerindeki etkileri, uzun vadede immünsüpresyona bağlı sorunlara yol açabilir. Analiz noktasında, şunu da göz önüne almalıyız: MS’in doğal seyri bireyden bireye değişiyor. Yani ilacın “etki”sini kesin bir zamansal ölçüyle değil, olasılıksal risk azaltımı ile ifade etmek gerekir. Referanslara kısaca bakalım: – 2023’te JAMA Neurology’de yayımlanan bir retrospektif RIS kohort çalışması, RIS’ten MS’e geçişte yaş, spinal lezyon varlığı ve oligoklonal bandların etkili olduğunu gösterdi. – Teriflunomid için daha önce yapılan TEMSO ve TOWER çalışmaları, etkinliği relaps sayısını azaltmada kanıtlamıştı; ancak bunlar RIS evresiyle ilgili değildi. Dostça bir not:
Hiçbir semptom göstermeyen bir bireye bağışıklık sistemini baskılayıcı bir ilaç vermek ne kadar etik? Risk-fayda analizi bu durumda farklı işlemeli.
Sonuç olarak, vaat yeni değil ama çalışma grubu farklı. Bu yeni çalışmanın uzun dönem verileri, güvenlik profili ve klinik anlamlılık düzeyi henüz netleşmediği için, “dikkatli alınmalı” uyarın fazlasıyla yerinde. Bilimsel merakla, Hipotezlere inanmam, test ederim.