Mevsimsel geçiş ve okulların açılması ile çocuklar için tehlikeli periyot de başlamış oldu; bilhassa üst ve alt teneffüs yolları enfeksiyonları ile grip açısından.
Ateş, boğaz ağrısı, öksürük, burun akıntısı ve kulak ağrısı problemleri, sonbahar mevsiminde çocuklarda sıkça gözleniyor. bu vakitte çocukları hastalıklardan korunmanın yolu ise bağışıklık sistemlerini güçlendirmekten geçiyor. Bunun için atılması gereken en değerli adımın onları istikrarlı ve tertipli beslemek olduğunu belirten Acıbadem Ataşehir Cerrahi Tıp Merkezi Çocuk Sıhhati ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Hakkı Kemal Erdinç, bu kritik aylarda çocukların bağışıklığını artıran besinlerle ilgili ikaz ve tekliflerini anlattı.
Mevsim geçişlerinde yaşanan ısı değişikliği birtakım bakteri ve virüslerin ortaya çıkmasına taban hazırlıyor. Bilhassa üst ve alt teneffüs yolu enfeksiyonlarında artış yaşandığını, bu enfeksiyonlara yakalanan çocukların ateş, boğaz, kulak ağrısı, öksürük ve burun akıntısı üzere şikayetlerle doktora başvurduğunu belirten Dr. Erdinç, “Okulların açılması ile birlikte ortaya çıkan toplu ömür alanları mikrobik etkenlerin temas yoluyla daha süratli çoğalması ve yayılmasına niye olmaktadır” diyor.
Okula birinci sefer başlayacak çocuklarda bu hastalıklara daha sık rastlanıyor. Zira çocuğun bağışıklık sistemi daha evvel tanımadığı enfeksiyonlarla tanışıyor ve aslında bu türlü doğal bir bağışıklık sistemi oluşuyor. Dr. Erdinç, “Nasıl biz doktorlar aşı uygulamaları yardımıyla çocuğun bağışıklık sisteminin birtakım enfeksiyon etkenleri ile müsabakasını ve bağışıklık karşılığı oluşturarak güçlenmesini sağlamayı hedefliyorsak, çocukların okul ortamlarında karşılaştıkları enfeksiyonlar ve geçirdiği hastalıklar yardımıyla bağışıklık sistemleri gün geçtikçe güçlenmektedir. Hakikaten yıllar ilerledikçe hastalanma sayısının mikroplar ile beden tanıştıkta azaldığını görüyoruz” diye konuşuyor.
Sık alt teneffüs yolu enfeksiyonu geçiren çocukların bilhassa bağışıklık sistemi açısından araştırılması da değer taşıyor.
ALERJİK YAPILI ÇOCUKLARDA SÜREÇ UZUYOR
Çocuğu alerjik yapıya sahip aileler için sonbahar ve kış periyodu hayli daha çetin geçebiliyor. Zira bu çocuklar enfeksiyona yakalandığı vakit, bedene giren bu yabancı yapı niçiniyle başlayan öksürük, burun akıntısı üzere semptomlar alerjik yapının tetiklenmesinden dolayı uzayabiliyor. Dr. Erdinç, “Alerjik yapılı çocuklar biroldukça solunumsal enfeksiyon daha sonrası uzun periyot öksürebilir, semptomları uzayabilir, krup, larenjit bronşiolit üzere birtakım solunumsal hastalıklara yatkın olabilir. Öbür değerli nokta ise her solunumsal enfeksiyonda antibiyotik kullanılmamalı, tabip tarafınca gerek görülmedikçe çabuk etmemeli, zira sık antibiyotik kullanan çocuklarda da astım riskinde artış olabilmektedir” ihtarında bulunuyor.
BAĞIŞIKLIK GÜÇLENDİRİCİ VİTAMİNLERE DİKKAT
Anne-babaların en sık sorduğu sorular içinde, çocuklarının bağışıklıklarını doğal yollardan nasıl kuvvetlendirecebilecekleri geliyor. Çocuklarda bağışıklık güçlendirici olarak bilinen ve piyasada bulunan eserlere, doktor onayı olmadan muhakkak başlanmaması gerektiğini belirten Dr. Erdinç, “Bazı özel durumlar olmadıkça doğal yollar ve istikrarlı beslenme takviyesi ile bağışıklık sistemini güçlendirmeyi öneriyorum. Doğal kazanılan bağışıklık her vakit en kuvvetli savunma mekanizmasıdır” diyor.
Anne-babaların kreşe yahut okula birinci defa başlayan çocuklarına ‘oldukca sık hasta oluyor, bağışıklık dayanağı almalıyım’ niyetiyle kendi başlarına bir esere başlamamaları gerektiğini vurgulayan Dr. Erdinç, “Bu mutlaka yanlış bir uygulamadır. Tabip şayet gerek duyar ise aslına bakarsanız kullanılabilir. Bağışıklık sistemi bir deneyimdir. Her geçirilen hastalık, bağışıklık sistemi hafıza hücrelerinde yerini alır ve tekrar müsabakada daha kuvvetli bir karşılık ve korunma ortaya çıkar. Sistem çocuk büyüdükçe daha deneyimli hale gelecektir” formunda konuşuyor.
BALIK DÖNEMİ DÜZGÜN BİR FIRSAT
Pekala çocukların bağışıklığını güçlendirici doğal kaynakların içinde hangi besinler bulunuyor? Bal, pekmez, limon, nane, turp ve zencefil üzere doğal besinler bağışıklık sisteminin doğal uyarıcıları olarak öne çıkıyor. Bu besinlerin kullanması, çocukların hastalıklar ile gayretinde daha güçlü olmasını sağlıyor. Balık yağı ise Omega-3 yağ asidi ötürüsıyla faydalı. Bu niçinle çocuklara haftada iki kere balık yedirmek büyük değer taşıyor. Dr. Erdinç, “Kalp-damar hastalıklarından diyabet ve kansere dek biroldukça hastalıktan hami özelliği olmasının yanında, bedenin bağışıklık sistemi yapı taşları üzerine onarıcı ve yenileyici tesiri, zihinsel gelişim ve beyin hücreleri üzerine olumlu tesirleri bir ortada değerlendirildiğinde, gerek gelişim gerekse sağlıklı bir ömür açısından kıymetli bir molekül olduğu görülmektedir” diyor.
Balığın gövdesinden ve karaciğerinden elde edilen yağlarda Omega-3 içeriyor. Bir balık ne kadar yağlı ve kuzey denizlerinde yani soğuk sularda yetişiyorsa o kadar fazla Omega-3 içeriyor. Bu balıkların başında ise somon geliyor.
BALIK, CEVİZ, YUMURTA, ZERZEVAT
Dr. Erdinç “Çocuklara somonun yanı sıra bir daha Omega-3 içeren lüfer, palamut, istavrit, hamsi üzere karadeniz balıkları da yedirebilirsiniz. Her şeyin doğal olanı daha faydalı olacağı için, çocuklara balık yedirmek son derece değerlidir. Başka taraftan omega-3 barındıran doğal et, süt, yumurta, ceviz, keten tohumu ve yeşil yapraklı sebzeler ile istikrarlı beslemek de büyük yarar sağlayacaktır” derken, istikrarlı beslenemeyen ve omega-3 alımı yetersiz kalan çocuklarda doktor tarafınca önerilmesi durumunda balık yağı hapı kullanılabileceğini belirtiyor.
Değerli bir nokta ise gerek balık eserleri, gerekse hazır satılan balık yağı eserleri tüketilirken, bu besinlerin ağır metaller ile kirlenmiş denizlerin eserleri olmaması gerekliliği. Zira kurşun, civa üzere ağır metal mamüllerini barındıran bir besin ya da eser beden için faydalı değil, ziyanlı oluyor.
Ateş, boğaz ağrısı, öksürük, burun akıntısı ve kulak ağrısı problemleri, sonbahar mevsiminde çocuklarda sıkça gözleniyor. bu vakitte çocukları hastalıklardan korunmanın yolu ise bağışıklık sistemlerini güçlendirmekten geçiyor. Bunun için atılması gereken en değerli adımın onları istikrarlı ve tertipli beslemek olduğunu belirten Acıbadem Ataşehir Cerrahi Tıp Merkezi Çocuk Sıhhati ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Hakkı Kemal Erdinç, bu kritik aylarda çocukların bağışıklığını artıran besinlerle ilgili ikaz ve tekliflerini anlattı.
Mevsim geçişlerinde yaşanan ısı değişikliği birtakım bakteri ve virüslerin ortaya çıkmasına taban hazırlıyor. Bilhassa üst ve alt teneffüs yolu enfeksiyonlarında artış yaşandığını, bu enfeksiyonlara yakalanan çocukların ateş, boğaz, kulak ağrısı, öksürük ve burun akıntısı üzere şikayetlerle doktora başvurduğunu belirten Dr. Erdinç, “Okulların açılması ile birlikte ortaya çıkan toplu ömür alanları mikrobik etkenlerin temas yoluyla daha süratli çoğalması ve yayılmasına niye olmaktadır” diyor.
Okula birinci sefer başlayacak çocuklarda bu hastalıklara daha sık rastlanıyor. Zira çocuğun bağışıklık sistemi daha evvel tanımadığı enfeksiyonlarla tanışıyor ve aslında bu türlü doğal bir bağışıklık sistemi oluşuyor. Dr. Erdinç, “Nasıl biz doktorlar aşı uygulamaları yardımıyla çocuğun bağışıklık sisteminin birtakım enfeksiyon etkenleri ile müsabakasını ve bağışıklık karşılığı oluşturarak güçlenmesini sağlamayı hedefliyorsak, çocukların okul ortamlarında karşılaştıkları enfeksiyonlar ve geçirdiği hastalıklar yardımıyla bağışıklık sistemleri gün geçtikçe güçlenmektedir. Hakikaten yıllar ilerledikçe hastalanma sayısının mikroplar ile beden tanıştıkta azaldığını görüyoruz” diye konuşuyor.
Sık alt teneffüs yolu enfeksiyonu geçiren çocukların bilhassa bağışıklık sistemi açısından araştırılması da değer taşıyor.
ALERJİK YAPILI ÇOCUKLARDA SÜREÇ UZUYOR
Çocuğu alerjik yapıya sahip aileler için sonbahar ve kış periyodu hayli daha çetin geçebiliyor. Zira bu çocuklar enfeksiyona yakalandığı vakit, bedene giren bu yabancı yapı niçiniyle başlayan öksürük, burun akıntısı üzere semptomlar alerjik yapının tetiklenmesinden dolayı uzayabiliyor. Dr. Erdinç, “Alerjik yapılı çocuklar biroldukça solunumsal enfeksiyon daha sonrası uzun periyot öksürebilir, semptomları uzayabilir, krup, larenjit bronşiolit üzere birtakım solunumsal hastalıklara yatkın olabilir. Öbür değerli nokta ise her solunumsal enfeksiyonda antibiyotik kullanılmamalı, tabip tarafınca gerek görülmedikçe çabuk etmemeli, zira sık antibiyotik kullanan çocuklarda da astım riskinde artış olabilmektedir” ihtarında bulunuyor.
BAĞIŞIKLIK GÜÇLENDİRİCİ VİTAMİNLERE DİKKAT
Anne-babaların en sık sorduğu sorular içinde, çocuklarının bağışıklıklarını doğal yollardan nasıl kuvvetlendirecebilecekleri geliyor. Çocuklarda bağışıklık güçlendirici olarak bilinen ve piyasada bulunan eserlere, doktor onayı olmadan muhakkak başlanmaması gerektiğini belirten Dr. Erdinç, “Bazı özel durumlar olmadıkça doğal yollar ve istikrarlı beslenme takviyesi ile bağışıklık sistemini güçlendirmeyi öneriyorum. Doğal kazanılan bağışıklık her vakit en kuvvetli savunma mekanizmasıdır” diyor.
Anne-babaların kreşe yahut okula birinci defa başlayan çocuklarına ‘oldukca sık hasta oluyor, bağışıklık dayanağı almalıyım’ niyetiyle kendi başlarına bir esere başlamamaları gerektiğini vurgulayan Dr. Erdinç, “Bu mutlaka yanlış bir uygulamadır. Tabip şayet gerek duyar ise aslına bakarsanız kullanılabilir. Bağışıklık sistemi bir deneyimdir. Her geçirilen hastalık, bağışıklık sistemi hafıza hücrelerinde yerini alır ve tekrar müsabakada daha kuvvetli bir karşılık ve korunma ortaya çıkar. Sistem çocuk büyüdükçe daha deneyimli hale gelecektir” formunda konuşuyor.
BALIK DÖNEMİ DÜZGÜN BİR FIRSAT
Pekala çocukların bağışıklığını güçlendirici doğal kaynakların içinde hangi besinler bulunuyor? Bal, pekmez, limon, nane, turp ve zencefil üzere doğal besinler bağışıklık sisteminin doğal uyarıcıları olarak öne çıkıyor. Bu besinlerin kullanması, çocukların hastalıklar ile gayretinde daha güçlü olmasını sağlıyor. Balık yağı ise Omega-3 yağ asidi ötürüsıyla faydalı. Bu niçinle çocuklara haftada iki kere balık yedirmek büyük değer taşıyor. Dr. Erdinç, “Kalp-damar hastalıklarından diyabet ve kansere dek biroldukça hastalıktan hami özelliği olmasının yanında, bedenin bağışıklık sistemi yapı taşları üzerine onarıcı ve yenileyici tesiri, zihinsel gelişim ve beyin hücreleri üzerine olumlu tesirleri bir ortada değerlendirildiğinde, gerek gelişim gerekse sağlıklı bir ömür açısından kıymetli bir molekül olduğu görülmektedir” diyor.
Balığın gövdesinden ve karaciğerinden elde edilen yağlarda Omega-3 içeriyor. Bir balık ne kadar yağlı ve kuzey denizlerinde yani soğuk sularda yetişiyorsa o kadar fazla Omega-3 içeriyor. Bu balıkların başında ise somon geliyor.
BALIK, CEVİZ, YUMURTA, ZERZEVAT
Dr. Erdinç “Çocuklara somonun yanı sıra bir daha Omega-3 içeren lüfer, palamut, istavrit, hamsi üzere karadeniz balıkları da yedirebilirsiniz. Her şeyin doğal olanı daha faydalı olacağı için, çocuklara balık yedirmek son derece değerlidir. Başka taraftan omega-3 barındıran doğal et, süt, yumurta, ceviz, keten tohumu ve yeşil yapraklı sebzeler ile istikrarlı beslemek de büyük yarar sağlayacaktır” derken, istikrarlı beslenemeyen ve omega-3 alımı yetersiz kalan çocuklarda doktor tarafınca önerilmesi durumunda balık yağı hapı kullanılabileceğini belirtiyor.
Değerli bir nokta ise gerek balık eserleri, gerekse hazır satılan balık yağı eserleri tüketilirken, bu besinlerin ağır metaller ile kirlenmiş denizlerin eserleri olmaması gerekliliği. Zira kurşun, civa üzere ağır metal mamüllerini barındıran bir besin ya da eser beden için faydalı değil, ziyanlı oluyor.