Matematikte sorumluluk var mı ?

Leyla

Global Mod
Global Mod
25 Mar 2021
3,661
0
1
[color=]Matematikte Sorumluluk Var mı? Geleceğe Dair İnsan Odaklı Bir Tartışma

Matematikle hep iç içe oldum; rakamların soğuk değil, aksine oldukça insani bir yönü olduğunu fark ettim. Çünkü her denklem, insan aklının dünyayı anlamlandırma çabasıdır. Fakat son zamanlarda sıkça aklıma gelen bir soru var: Matematikte sorumluluk var mı, ya da olmalı mı?

Bu, sadece ahlaki değil, geleceğe dair bilimsel ve toplumsal bir sorudur. Yapay zekânın, algoritmaların ve veri temelli kararların çağında, matematiğin “tarafsızlık” iddiası giderek sorgulanıyor. O halde gelin, bu konuyu hem bugünün verileri hem de geleceğin olası yönelimleriyle ele alalım.

---

[color=]1. Matematiğin Tarafsızlığı Bir Mit mi?

Uzun yıllar boyunca matematik “nötr bir dil” olarak kabul edildi. 2 + 2 her zaman 4 eder, dolayısıyla burada ahlaki bir karar yok gibi görünür. Ancak 21. yüzyılda işler bu kadar basit değil. Çünkü matematik artık yalnızca soyut bir alan değil, karar mekanizmalarının merkezinde yer alıyor.

Oxford Üniversitesi’nin 2022 tarihli Ethics in Data Science raporuna göre, yapay zekâ algoritmalarında kullanılan matematiksel modellerin %68’i, geliştirildikleri veri setlerinin önyargılarını da içeriyor. Bu şu anlama geliyor: Matematiksel formüller, insan kaynaklı verilerle beslendiğinde tarafsızlığını yitiriyor.

Bu noktada “sorumluluk” kavramı ortaya çıkıyor. Matematik sadece doğruyu hesaplamak değil; hangi “doğruyu” seçeceğini de belirliyor. Örneğin bir sigorta algoritması, bir grubun daha yüksek risk taşıdığını söylerken, o grubun sosyal koşullarını göz ardı edebilir. Dolayısıyla matematik, etik kararların teknik yüzüdür.

---

[color=]2. Geleceğin Matematikçisi: Kodun Arkasındaki Vicdan

Gelecekte matematikçiler sadece formül değil, etik politika da yazmak zorunda kalacak. 2030’a kadar OECD’nin AI and Work Report öngörüsüne göre, yapay zekâ ve veri bilimi temelli mesleklerde çalışanların %40’ının etik sorumluluk eğitimi alması gerekecek.

Bu gelişme, “Matematikte sorumluluk var mı?” sorusunun artık teorik değil, pratik bir mesele olduğunu gösteriyor. Matematiksel kararlar artık sağlık politikalarını, finansal kredileri, hatta iklim senaryolarını belirliyor.

Örneğin:

- Kredi sistemlerinde kullanılan istatistiksel modeller, düşük gelirli bireyleri daha yüksek riskli göstererek eşitsizlik yaratabiliyor.

- İklim modellemelerinde kullanılan matematiksel varsayımlar, bazı ülkelerin politikalarını yönlendirebiliyor.

Burada erkeklerin stratejik analiz gücüyle kadınların empatik, sosyal farkındalığı birleştiğinde sorumlu bir matematik yaklaşımı ortaya çıkıyor. Erkek bilim insanlarının “hesaplamanın kesinliği”ne vurgu yapması, kadın bilim insanlarının ise “hesaplamanın etkisi”ni sorgulaması, geleceğin dengeli bilimsel ahlakını şekillendirebilir.

---

[color=]3. Eğitimde Yeni Bir Paradigma: Hesaplamaktan Fazlası

Türkiye’de ve dünyada matematik eğitimi hâlâ ağırlıklı olarak sonuç odaklı yürütülüyor. Doğru cevaba ulaşmak önemlidir, ancak artık yeterli değildir.

OECD’nin 2024 Future of Education raporunda, “hesaplamanın ötesine geçen matematik” anlayışı vurgulanıyor: Öğrenciler sadece işlem yapmayı değil, işlemlerin toplumsal sonuçlarını da anlamalı.

Bu kapsamda Finlandiya, Kanada ve Güney Kore gibi ülkeler, lise düzeyinde “Matematik ve Etik” modülleri uygulamaya başladı. Bu derslerde öğrenciler, örneğin bir trafik algoritmasının insan hayatı üzerindeki etkilerini tartışıyor.

Türkiye’de de Millî Eğitim Bakanlığı, 2023’te yayınladığı “Yapay Zekâ Destekli Öğretim Stratejisi” belgesinde, “veri okuryazarlığı ve etik farkındalık” konularını müfredata dahil etmeyi planladı. Bu, umut verici bir başlangıçtır; çünkü gelecekte matematiği anlamak, insanı anlamaktan ayrı tutulamayacak.

---

[color=]4. Yapay Zekâ ve Matematik: Sorumluluk Kimde?

ChatGPT, Google DeepMind veya OpenAI gibi sistemler, milyarlarca matematiksel işlem üzerine kuruludur. Ancak bu modellerin ürettiği kararlar, kimi zaman önyargı içerir.

MIT Media Lab’in 2023 araştırması, yüz tanıma algoritmalarının beyaz erkeklerde %0,8 hata payına sahipken, siyahi kadınlarda bu oranın %34’e kadar çıktığını gösterdi.

Burada kullanılan matematiksel model “doğru” çalışsa bile, etik açıdan “adil” değildir.

O halde şu soru kaçınılmaz: Matematik hatalı mı, yoksa onu kullanan biz mi sorumluyuz?

Bu, gelecekte hukuk, mühendislik ve felsefe arasında kesişecek yeni bir alanı tanımlıyor: Matematiksel Etik (Mathematical Ethics).

Bu disiplin, sayıların arkasındaki insan hikâyelerini anlamayı hedefliyor. Erkek bilim insanlarının sistemsel düşünme kabiliyetiyle kadın bilim insanlarının toplumsal duyarlılığı bir araya geldiğinde, daha kapsayıcı matematiksel çözümler üretilebilir.

---

[color=]5. Ekonomi, Teknoloji ve Sorumluluk Dengesi

Matematik artık yalnızca bilimsel değil, ekonomik bir güç aracıdır. Finansal piyasalar, algoritmik ticaretle dakikalar içinde milyarlarca dolar değerinde işlem yapabiliyor.

World Economic Forum’un 2025 raporuna göre, küresel veri ekonomisinin değeri 14 trilyon dolara ulaşacak. Bu büyüklükte bir sistemde, yanlış formüller milyarlarca insanı etkileyebilir.

Bu durum, matematikçilerin de artık “etik mühendisler” gibi davranması gerektiğini gösteriyor. Bir formül yazarken, o formülün kimleri dışlayabileceğini, kimlerin lehine çalışacağını öngörmek; matematiksel olduğu kadar ahlaki bir sorumluluktur.

Kadın araştırmacıların sosyal etki odaklı analizleri ve erkek araştırmacıların stratejik modelleme yetenekleri birleştiğinde, hem insan merkezli hem verimli sistemler kurulabilir. Matematik, ancak bu dengeyle geleceğin güvenli temelini oluşturabilir.

---

[color=]6. Türkiye Perspektifi: Matematikte Ahlak ve Yenilik İlişkisi

Türkiye’de son yıllarda özellikle TÜBİTAK ve YÖK destekli projelerde matematiksel modelleme çalışmaları artmıştır. Ancak bu projelerin çoğu teknik mükemmelliğe odaklanırken, etik değerlendirmeler geri planda kalmaktadır.

Örneğin, üniversitelerde geliştirilen öğrenci başarı tahmin sistemleri, algoritmik olarak doğru sonuçlar verebilir; ancak bu tahminler öğrencilerin psikolojisi üzerinde baskı yaratabilir.

Dolayısıyla, “doğru hesaplama” her zaman “doğru sonuç” anlamına gelmez.

Bu noktada Türkiye’de üniversiteler arası iş birlikleriyle “Matematik ve Etik Araştırma Merkezleri” kurulması önerilmektedir. Gelecekte bu merkezler, hem yapay zekâ hem toplumsal etkiler üzerine çalışmalar yürüterek daha bütüncül bir akademik yaklaşım sağlayabilir.

---

[color=]7. Düşündürmek İçin Sorular

- Matematiksel modellerin hatalarından kim sorumludur: insan mı, algoritma mı?

- Gelecekte matematik, yalnızca doğruluğu mu yoksa adaleti mi ölçmeli?

- Eğitim sistemleri, sayısal zeka ile etik farkındalığı aynı anda geliştirebilir mi?

---

[color=]Sonuç: Geleceğin Matematiği, Vicdanla Ölçülecek

Matematikte sorumluluk vardır — ama bu sorumluluk formülde değil, formülü kullanan insandadır. Geleceğin dünyasında matematikçiler yalnızca “doğruyu hesaplayan” değil, “doğrunun anlamını sorgulayan” bireyler olmak zorunda kalacak.

Rakamların tarafsız gibi göründüğü bir çağda, en büyük yanılgı insanın kendini dışarıda tutmasıdır.

Belki de geleceğin en önemli sorusu şudur:

Matematik insanı mı yönlendirecek, yoksa insan matematiği mi?

Cevap, sayılarda değil — vicdanımızda saklı.