Husiler, Yemen’in başkentindeki izdihamda gıda yardımı arayan düzinelerce kişinin öldüğünü söyledi

Elif

New member
16 Haz 2021
1,210
0
0
SANA, Yemen – Çarşamba günü geç saatlerde Yemen’in başkenti Sana’da Müslümanların kutsal Ramazan ayı boyunca bir mali yardım dağıtım etkinliğinde çıkan silahlı ateş ve elektrik patlamasıyla irkilen bir kalabalık en az 78 kişiyi öldürdü ve en az 73 kişiyi yaraladı. Husi isyancılarının tanıklarına ve temsilcilerine göre.

Trajedi, Yemen’deki uzun ihtilafla ilgili olmayan yılların en ölümcülüydü ve bu hafta Ramazan’ın sonunu işaret eden Ramazan Bayramı öncesinde meydana geldi.

Abdel-Rahman Ahmed ve Yahia Mohsen adlı iki tanığa göre, silahlı Husiler kalabalığı kontrol etmek için havaya ateş açtı, görünüşe göre bir elektrik kablosuna çarptı ve onu patlattı. Bu bir paniğe yol açtı ve çok sayıda kadın ve çocuk da dahil olmak üzere insanlar içeri girmeye başladı.

Sosyal medyada paylaşılan bir videoda, insanlar yardım etmeye çalışırken bazıları hareketsiz, diğerleri çığlık atan düzinelerce ceset görüldü. Husi yetkilileri tarafından yayınlanan bölümlerin ayrı görüntüleri, kurbanların yere dağılmış kan lekelerini, ayakkabılarını ve kıyafetlerini gösterdi. Müfettişlerin siteyi incelediği görüldü.


Husi liderliğindeki İçişleri Bakanlığı’na göre, ezme, yüzlerce fakir insanın tüccarlar tarafından düzenlenen bir yardım etkinliği için bir araya geldiği Sana’nın merkezindeki eski şehirde meydana geldi. Bağış dağıtımı, inananların şafaktan gün batımına kadar oruç tuttukları Ramazan ayında bir ritüeldir.


Tanıklar, insanların yerel işadamları tarafından finanse edilen bir hayır kurumundan kişi başı yaklaşık 10 dolar almak için toplandığını söyledi. Zenginler ve işadamları, özellikle Ramazan ayında fakirlere genellikle nakit para ve yiyecek dağıtır.

Brik. İçişleri Bakanlığı sözcüsü Abdel-Khaleq al-Aghri, aceleden yerel makamlarla koordinasyon olmadan fonların “rastgele dağıtılmasını” sorumlu tuttu.

İsyancılar, olayın meydana geldiği bir okulu hızla kapattı ve gazeteciler de dahil olmak üzere insanların okula yaklaşmasını engelledi.


İçişleri Bakanlığı, iki organizatörü tutukladığını ve soruşturmanın devam ettiğini söyledi.

Husiler, sevdiklerini kaybeden her aileye yaklaşık 2 bin dolar, yaralananlara ise yaklaşık 400 dolar tazminat ödeyeceklerini söyledi.

İran destekli Husiler 2014’te kuzeydeki kalelerinden indi, uluslararası kabul görmüş hükümeti devirdi ve Yemen’in başkentinin kontrolünü ele geçirdi. Husi hareketi, Suudi liderliğindeki bir koalisyonun 2015’te uluslararası kabul görmüş hükümeti yeniden kurmaya çalışmak için adım atmasına neden oldu.

Çatışma son yıllarda Suudi Arabistan ile İran arasında bir vekalet savaşına dönüştü, savaş militanlar ve siviller dahil 150.000’den fazla insanı öldürdü ve dünyanın en kötü insani felaketlerinden birini yarattı.

Bu ay, sekiz yıllık iç savaşın ardından, yeni bir müzakere turu, bir atılım için umut ışığını ateşledi. Sana’daki müzakereler, Suudi Arabistan ile başkenti ve kuzeybatı Yemen’i kontrol eden Husileri bir araya getirdi.

Müzakereciler, ateşkesi yeniden sağlamayı ve yabancı güçlerin Yemen’den tamamen çekilmesini hedefliyor. Bir anlaşma, Sana Havalimanı’ndan daha fazla uçuşa izin verebilir, binlerce insanın hayat kurtaran tıbbi tedaviler için seyahat etmesine izin verebilir, Yemen’in petrol ihracatının devam etmesine ve limanlardaki kısıtlamaları kaldırmasına, daha fazla temel malın mevcut olmasına ve enflasyonun düşmesine izin verebilir.
 

Leyla

Global Mod
Global Mod
25 Mar 2021
3,542
0
1
SANA, Yemen – Çarşamba günü geç saatlerde Yemen’in başkenti Sana’da Müslümanların kutsal Ramazan ayı boyunca bir mali yardım dağıtım etkinliğinde çıkan...
Verdiğin bilgiler oldukça işlevsel ve uygulamaya dönük; çok işime yaradı doğrusu.
 

Ruya

New member
11 Mar 2024
168
0
0
@Elif, bu trajik olay, Yemen'deki yıllardır süregelen insani kriz ve iç çatışmaların, sosyal yapıyı ve halkın günlük yaşamını ne kadar derinden etkilediğini gösteren bir örnek. Biraz akademik gelebilir ama bu tür trajedilerde, farklı faktörlerin nasıl bir araya geldiğini anlamak, sadece olayın üzerinden geçmekten çok daha önemli. İlk olarak, bu tür kalabalık olayları, “sosyal patlama” teorisi açısından incelemek faydalı olabilir. Sosyal patlama teorisi, kalabalıkların kontrolsüz bir şekilde yoğunlaşmasının, çeşitli faktörler (ekonomik zorluklar, sosyal güvensizlik, çaresizlik) nedeniyle nasıl şiddetle sonuçlanabileceğini açıklar. Buradaki temel mesele, yardıma yönelik ciddi bir talebin ve ekonomik krizin bir araya gelmesiyle, bu kalabalığın sistematik bir şekilde denetlenememesiydi. Ramazan ayında yapılan bir mali yardım dağıtımında, yardımların azlığı ve düzenin sağlanamaması, insanların güvenli bir şekilde yardım alabilmek için gösterdikleri çaba, bu tür trajedilere yol açabiliyor. Olayda, silahların ve elektrik patlamalarının etkisi de önemli. Bu da gösteriyor ki, kalabalıkların içindeki sosyal yapının kırılganlığı, bir patlama noktasına gelmiş durumda. Yemen’deki siyasi ortam, Husi isyancılarının etkisi altındaki yönetim ve güvenlik zaafları, bu tür olayların daha da sıklaşmasına neden oluyor. Yani, sadece bir patlama anı değil, arkasında yatan sosyal ve siyasi yapının çöküşüdür. Yemen'in sosyal yapısına baktığımızda, bu tür olaylar çok daha derin bir problemin işaretleri. Güvenliğin zayıf olduğu, gıda ve temel ihtiyaçların temin edilemediği bir ortamda, insanlar her türlü riski göze alabiliyor. Yani olay sadece bir izdiham değil, halkın temel yaşam şartlarına erişememesiyle ilgili daha büyük bir sorunun tezahürü. Son olarak, bu trajedinin uluslararası toplum üzerindeki etkilerine de dikkat çekmek önemli. Yardım kuruluşlarının ve dış müdahalelerin bu tür olayları daha fazla engellemek adına, sadece bir yardım gönderme çabasında olmanın ötesine geçmesi gerekiyor. Sosyo-politik altyapıyı iyileştirmek, insanları güvende tutabilmek için kalıcı çözümler geliştirmek gerekiyor. Yoksa, bu tür olayların tekrarı kaçınılmaz olacaktır. Görüyorsun ki, bu tür trajedilerde hemen her zaman bir dizi faktör devreye giriyor. Bu olay da tek bir sebebe indirgenemeyecek kadar çok katmanlı bir kriz durumu. O yüzden, detaylı bir analiz yapmak, sadece haberi okumaktan daha derin anlamlar çıkarabilir.
 

Duru

New member
9 Mar 2024
294
0
0
[@Elif] Bu tür trajik olaylar, sanki dünyamızın bir parçasıymış gibi, kalbimizi derinden sarsıyor. Ve ben de ne yazık ki aynı duyguları hissetmiyorum; bir an durup, “Acaba neyi kaçırıyoruz?” diye düşündüğümde, kendimi bir çiçek gibi narin hissediyorum. Huzursuzluk içinde bir düzeni nasıl bulabilirim? Sana'da yaşanan bu trajedi, sadece bir olayın sonucu değil, aynı zamanda insanların içinde biriken umutsuzluğun ve acının somut bir ifadesi. Ramazan gibi bir ayda, insanların yardımlara ulaşmaya çalışırken hayatlarını kaybetmeleri, ne kadar derin bir çatışmanın ve insanlığın kaybolduğu bir zamanın göstergesi. İnsanlar açlıkla, yoksullukla, acıyla mücadele ederken, o anda birbirlerine sımsıkı sarılmak yerine, bir kurşunla ya da patlamayla aralarındaki bağ kopuyor. Bir nefes al, sadece dur ve o anın içindeki o korkuyu hisset. Bir hayatta kalma içgüdüsü var, ama o içgüdü bazen karanlık yönlere kayabiliyor, kalabalığın içinde birisi daha fazla yer almak için hırslanıyor, bir diğerinin kalbi kırılıyor, bir diğeri kayboluyor. Bir yanda yoksulluk, diğer yanda şiddet. Düşüncelerim kayboluyor, ama yine de tek bildiğim şey, şiddetli bir dalgada her şeyin bir araya gelip karmaşıklaşması. Birbirinden kopmuş insanlar, aslında bir bütünün parçası olmalı, bir nefes almalı, ama o anda gözlerindeki korku ve hızla ilerleyen bir boşluk var. Yemen’deki bu trajedi, sadece bir ülkenin sorunu değil, tüm insanlığın acısı. Nasıl bir toplumda, her şeyin temeli olan yardımlaşmanın içinde insanlar birbirlerini kaybedebiliyor? Bir yanda hayatın ne kadar kırılgan olduğunu fark ediyorum, diğer yanda ise çok basit bir soruyla derinleşiyorum: "Bütün bu karmaşanın içinde insan olmanın, gerçekten, anlamı ne?" Yine de, umut etmek gerek. Bu gibi anlarda, karanlığın derinliğinde bile ışığı görebiliriz. Bir şekilde birbirimize el uzatabilmek, her bir canın değerini bilmek, toplumu oluşturan bir bütün olduğunu hatırlamak… İşte bu, belki de en güçlü duygudur.
 

Leyla

Global Mod
Global Mod
25 Mar 2021
3,542
0
1
@Elif, yaşanan bu trajedi gerçekten de tüm insanlık için büyük bir üzüntü kaynağı. 78 kişinin hayatını kaybetmesi, 73 kişinin ise yaralanması, sadece bir gıda dağıtımı sırasında yaşanması bile sistemin, planlamanın ve en temel güvenlik önlemlerinin ne kadar zayıf olduğunu gösteriyor. Bu tür olaylar genellikle bir dizi etkileşimin sonucu oluyor. Birincisi, Ramazan gibi dini açıdan hassas bir dönemde insanların gıda ihtiyacının artması, ikinci olarak savaşın ve yoksulluğun etkisiyle insanların yardıma olan bağımlılığının zirveye ulaşması, üçüncüsü ise organizasyon eksiklikleri. Sadece bu değil, kalabalıkların doğru yönetilememesi, bir patlama ya da silah sesinin verdiği panik sonucu kalabalığın kontrolden çıkması gibi bir dizi faktör de olayın boyutlarını büyütüyor. Buna bir sistematik gözle bakarsak, temel nedenlerin birkaç aşamada ortaya çıktığını görebiliriz: 1. Gıda Dağıtımı ve Lojistik: Yardımların doğru zamanlamayla ve yeterli güvenlik önlemleriyle yapılması gerekiyor. Bunun eksikliği, organizasyonel zafiyetlerin ilk göstergesi. Burada etkin bir lojistik zincirinin eksikliği bariz. Yardımların dağıtımı belirli bir düzen içinde yapılmalı, kalabalıklar belirli aralıklarla yönlendirilmeliydi. 2. Güvenlik ve Risk Yönetimi: Yaşanan patlama, olayı daha da içinden çıkılmaz hale getirmiş. Olay yerindeki güvenlik önlemleri yetersizdi. Elektrik patlaması, eğer yerel ekipler tarafından önceden kontrol altına alınabilseydi, büyük ihtimalle çok daha az can kaybı yaşanırdı. 3. Sosyal Dinamikler: Kalabalıklar arasında oluşan panik, olayın daha da büyümesine sebep oldu. Güvenlik önlemleri yetersiz kaldığında, bir kişinin yaptığı yanlış bir hareket tüm kalabalığın kontrolden çıkmasına yol açabiliyor. İnsanlar yardımları almak için daha hızlı hareket etmeye çalışırken, birden fazla insanın ezilmesi gibi trajik sonuçlar doğabiliyor. Şöyle bir örnek üzerinden düşündüğümüzde, basit bir algoritmanın bile burada ne kadar faydalı olacağı anlaşılabilir. Olası tüm kalabalık hareketlerini ve bunların etkilerini bir modelle simüle edebilseydik, bu tarz olayların önüne geçmek daha kolay olurdu. Mesela bir "O(n)" çözümünü düşünelim: Her birey için tek tek hareketlerini ve potansiyel tepkilerini analiz etmek. Bu tabii ki büyük bir karmaşıklığa yol açar, ama zamanla gelişen teknolojiyle bu tür simülasyonları yaparak güvenliği artırmak mümkün olabilirdi. Sonuç olarak, bu tür trajedilerin yaşanmaması için sadece bir müdahale değil, bütüncül bir yaklaşım gerekli. Güvenlik, organizasyon, kaynak yönetimi ve sosyal dinamikler arasındaki dengeyi doğru kurmak gerekiyor. Bir bütün olarak bu meselelerin ele alınması, benzer trajedilerin önüne geçebilmek adına kritik öneme sahip.