İhracatçılar İçin Döviz Bozdurma Zorunluluğu: Ekonomi, Cinsiyet ve Gerçekler Arasında Bir Tartışma
Türkiye ekonomisinde ihracatın can damarı olan döviz kazançları, özellikle son yıllarda döviz bozdurma zorunluluğu tartışmalarıyla yeniden gündeme oturdu. Bu konu yalnızca ekonomiyle ilgilenenlerin değil, ülke geleceğini düşünen herkesin dikkatini çekiyor. Forumda bu başlığı açma amacım, farklı bakış açılarını – özellikle kadın ve erkek ihracatçıların deneyimlerinden doğan farkları – veri ve toplumsal perspektiflerle ele almak. Sizce bu zorunluluk, ekonomiyi koruyan bir önlem mi, yoksa üreticinin elini zayıflatan bir müdahale mi?
---
1. Döviz Bozdurma Zorunluluğunun Temel Çerçevesi
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), 2018’den bu yana yürürlükte olan çeşitli düzenlemelerle ihracat gelirlerinin belirli bir kısmının Türk Lirasına çevrilmesini zorunlu kıldı. 2022’de bu oran %25 iken, 2023 başında %40’a çıkarıldı. Bu, ihracatçının elde ettiği döviz gelirinin %40’ını belirli bir süre içinde Merkez Bankası’na satması gerektiği anlamına geliyor.
Amaç, döviz arzını artırarak kur istikrarını sağlamak. Ancak ihracatçılar açısından bu durum farklı etkiler doğuruyor. Özellikle hammaddesini ithal eden veya dövizle borçlanan işletmeler için, elde ettiği dövizi zorunlu olarak bozdurmak finansal planlamayı zorlaştırıyor.
---
2. Erkek İhracatçılar: Veriye Dayalı, Risk Odaklı Yaklaşım
Erkek ihracatçıların çoğu, konuyu daha çok finansal rasyonalite açısından değerlendiriyor. İstanbul Sanayi Odası’nın 2024’te yayımladığı bir ankete göre, erkek yöneticilerin %72’si döviz bozdurma zorunluluğunun “nakit akışı yönetimini zorlaştırdığını” belirtmiş. Bu grup, döviz kurlarındaki dalgalanmaların üretim maliyetlerine etkisine odaklanıyor.
Örneğin, Bursa merkezli bir otomotiv yan sanayi şirketi yöneticisi şu yorumu yapmıştı:
> “Hammaddeyi dövizle alıyoruz, satıştan kazandığımız dövizi bozdurduğumuzda tekrar aynı fiyata mal alamıyoruz. Bu, sürdürülebilirliği tehdit ediyor.”
Bu bakış açısında duygusal bir yön değil, daha çok veri ve risk analizi hakim. Erkek ihracatçılar için konu, kâr marjı, likidite ve kur riski çerçevesinde değerlendiriliyor.
---
3. Kadın İhracatçılar: Toplumsal Etki ve Dayanıklılık Perspektifi
Kadın ihracatçılar ise meseleyi yalnızca finansal değil, sosyal etkileriyle birlikte okuyor. Türkiye Kadın Girişimciler Derneği (KAGİDER) verilerine göre, kadınların yönettiği ihracat firmalarının %60’ı KOBİ ölçeğinde ve yerel istihdama doğrudan katkı sağlıyor.
Bir kadın tekstil ihracatçısı şöyle demişti:
> “Kur dengesizliği bizi etkiliyor ama döviz bozdurma zorunluluğu aynı zamanda kadın çalışanların maaşlarını ödemekte zorlandığımız bir dönem yarattı. Ekonomik istikrarı sağlamaya çalışırken sosyal kırılganlık da artıyor.”
Kadın ihracatçılar, politikaların sadece şirket bilançolarını değil, çalışanların geçimini, toplumsal eşitliği ve dayanıklılığı nasıl etkilediğini sorguluyor.
---
4. Verilerle Karşılaştırmalı Etki Analizi
- İhracat Artışı mı, Baskı mı?
TÜİK verilerine göre 2023 yılında ihracat, döviz bozdurma zorunluluğuna rağmen %0,6 artış gösterdi. Ancak reel sektör temsilcileri, bu artışın maliyet baskısı altında gerçekleştiğini belirtiyor.
- Kârlılık Üzerindeki Etki:
Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin (TİM) 2024 raporunda, firmaların %48’i döviz bozdurma yükümlülüğü nedeniyle ortalama %3–5 arası kâr kaybı yaşadığını ifade etti.
- Cinsiyet Temelli Dayanıklılık:
Kadın girişimcilerin yönettiği ihracat firmaları, bu düzenlemede daha fazla kırılganlık göstermiş. Çünkü kadın ihracatçılar genellikle düşük sermaye yapısıyla faaliyet gösteriyor ve döviz rezervlerini daha dikkatli kullanmak zorunda kalıyorlar.
---
5. Psikolojik ve Sosyolojik Boyut: Farklı Deneyimler, Ortak Endişe
Kadın ve erkek ihracatçılar arasındaki fark, yalnızca ekonomik araçlarla değil, karar alma biçimleriyle de ortaya çıkıyor. Erkek ihracatçılar genellikle “önlem alma” refleksiyle hareket ederken, kadın ihracatçılar “uyum sağlama” stratejisini tercih ediyor. Bu fark, toplumsal rollerin iş dünyasındaki yansıması olarak okunabilir.
Ancak dikkat çekici olan nokta şu: Her iki grup da politikaların öngörülebilir olmasını istiyor. Belirsizlik, hem risk hesaplamasını hem de çalışanlara güven vermeyi zorlaştırıyor. Bu da, toplumsal dayanışmayı zedeliyor.
---
6. Uluslararası Karşılaştırma: Türkiye Nerede Duruyor?
Benzer uygulamalar geçmişte Rusya, Arjantin ve Nijerya gibi ülkelerde de görülmüştü.
- Rusya (2014 sonrası): Döviz gelirlerinin %50’si Merkez Bankası’na satılıyordu. Ancak daha sonra oran düşürüldü, çünkü ihracatçıların yatırım iştahı azaldı.
- Arjantin: Döviz bozdurma kuralı sık sık değiştiği için yatırımcı güveni zayıfladı, sermaye kaçışı hızlandı.
- Türkiye: Daha esnek geçişler sağlansa da, sürekli değişen oranlar öngörülebilirliği azaltıyor.
Bu karşılaştırma, Türkiye’nin mevcut sisteminin kısa vadede döviz arzını artırdığını, ancak uzun vadede ihracat rekabetçiliğini sınırlayabileceğini gösteriyor.
---
7. Geleceğe Dair Öneriler ve Tartışma Soruları
Döviz bozdurma zorunluluğunun etkilerini azaltmak için bazı yapıcı adımlar öneriliyor:
- TCMB’nin oranı sektör bazında farklılaştırması (örneğin ithalata bağımlı sektörlerde daha düşük oran).
- Dövizini ülkeye getirip yatırım yapan firmalara teşvik verilmesi.
- Kadın girişimcilere yönelik döviz rezerv kredisi veya teminat kolaylıkları sağlanması.
Peki sizce, bu tür düzenlemeler gerçekten ülke ekonomisini güçlendiriyor mu, yoksa kısa vadeli bir “kuru tutma” politikasına mı dönüşüyor?
Kadın ihracatçıların toplumsal dayanıklılığı mı, erkek ihracatçıların finansal stratejileri mi uzun vadede daha sürdürülebilir?
---
Sonuç: Rakamların Ötesinde Bir Gerçeklik
Döviz bozdurma zorunluluğu, yalnızca bir para politikası değil; üretim, istihdam, toplumsal cinsiyet dengesi ve ekonomik güvenle doğrudan ilişkili bir konu. Erkek ihracatçılar verilerle konuşuyor, kadın ihracatçılar yaşamın içinden örneklerle. Ancak iki bakış da aynı gerçeğe işaret ediyor: Güçlü bir ekonomi, öngörülebilirlik ve adaletle inşa edilir.
---
Kaynaklar:
- Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Resmî Bültenleri, 2022–2024
- Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) İhracat Raporu, 2024
- KAGİDER Kadın Girişimciler Raporu, 2023
- İstanbul Sanayi Odası Ekonomik Görünüm Anketi, 2024
- IMF Country Reports: Turkey 2023, Russia 2015, Argentina 2022
Türkiye ekonomisinde ihracatın can damarı olan döviz kazançları, özellikle son yıllarda döviz bozdurma zorunluluğu tartışmalarıyla yeniden gündeme oturdu. Bu konu yalnızca ekonomiyle ilgilenenlerin değil, ülke geleceğini düşünen herkesin dikkatini çekiyor. Forumda bu başlığı açma amacım, farklı bakış açılarını – özellikle kadın ve erkek ihracatçıların deneyimlerinden doğan farkları – veri ve toplumsal perspektiflerle ele almak. Sizce bu zorunluluk, ekonomiyi koruyan bir önlem mi, yoksa üreticinin elini zayıflatan bir müdahale mi?
---
1. Döviz Bozdurma Zorunluluğunun Temel Çerçevesi
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), 2018’den bu yana yürürlükte olan çeşitli düzenlemelerle ihracat gelirlerinin belirli bir kısmının Türk Lirasına çevrilmesini zorunlu kıldı. 2022’de bu oran %25 iken, 2023 başında %40’a çıkarıldı. Bu, ihracatçının elde ettiği döviz gelirinin %40’ını belirli bir süre içinde Merkez Bankası’na satması gerektiği anlamına geliyor.
Amaç, döviz arzını artırarak kur istikrarını sağlamak. Ancak ihracatçılar açısından bu durum farklı etkiler doğuruyor. Özellikle hammaddesini ithal eden veya dövizle borçlanan işletmeler için, elde ettiği dövizi zorunlu olarak bozdurmak finansal planlamayı zorlaştırıyor.
---
2. Erkek İhracatçılar: Veriye Dayalı, Risk Odaklı Yaklaşım
Erkek ihracatçıların çoğu, konuyu daha çok finansal rasyonalite açısından değerlendiriyor. İstanbul Sanayi Odası’nın 2024’te yayımladığı bir ankete göre, erkek yöneticilerin %72’si döviz bozdurma zorunluluğunun “nakit akışı yönetimini zorlaştırdığını” belirtmiş. Bu grup, döviz kurlarındaki dalgalanmaların üretim maliyetlerine etkisine odaklanıyor.
Örneğin, Bursa merkezli bir otomotiv yan sanayi şirketi yöneticisi şu yorumu yapmıştı:
> “Hammaddeyi dövizle alıyoruz, satıştan kazandığımız dövizi bozdurduğumuzda tekrar aynı fiyata mal alamıyoruz. Bu, sürdürülebilirliği tehdit ediyor.”
Bu bakış açısında duygusal bir yön değil, daha çok veri ve risk analizi hakim. Erkek ihracatçılar için konu, kâr marjı, likidite ve kur riski çerçevesinde değerlendiriliyor.
---
3. Kadın İhracatçılar: Toplumsal Etki ve Dayanıklılık Perspektifi
Kadın ihracatçılar ise meseleyi yalnızca finansal değil, sosyal etkileriyle birlikte okuyor. Türkiye Kadın Girişimciler Derneği (KAGİDER) verilerine göre, kadınların yönettiği ihracat firmalarının %60’ı KOBİ ölçeğinde ve yerel istihdama doğrudan katkı sağlıyor.
Bir kadın tekstil ihracatçısı şöyle demişti:
> “Kur dengesizliği bizi etkiliyor ama döviz bozdurma zorunluluğu aynı zamanda kadın çalışanların maaşlarını ödemekte zorlandığımız bir dönem yarattı. Ekonomik istikrarı sağlamaya çalışırken sosyal kırılganlık da artıyor.”
Kadın ihracatçılar, politikaların sadece şirket bilançolarını değil, çalışanların geçimini, toplumsal eşitliği ve dayanıklılığı nasıl etkilediğini sorguluyor.
---
4. Verilerle Karşılaştırmalı Etki Analizi
- İhracat Artışı mı, Baskı mı?
TÜİK verilerine göre 2023 yılında ihracat, döviz bozdurma zorunluluğuna rağmen %0,6 artış gösterdi. Ancak reel sektör temsilcileri, bu artışın maliyet baskısı altında gerçekleştiğini belirtiyor.
- Kârlılık Üzerindeki Etki:
Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin (TİM) 2024 raporunda, firmaların %48’i döviz bozdurma yükümlülüğü nedeniyle ortalama %3–5 arası kâr kaybı yaşadığını ifade etti.
- Cinsiyet Temelli Dayanıklılık:
Kadın girişimcilerin yönettiği ihracat firmaları, bu düzenlemede daha fazla kırılganlık göstermiş. Çünkü kadın ihracatçılar genellikle düşük sermaye yapısıyla faaliyet gösteriyor ve döviz rezervlerini daha dikkatli kullanmak zorunda kalıyorlar.
---
5. Psikolojik ve Sosyolojik Boyut: Farklı Deneyimler, Ortak Endişe
Kadın ve erkek ihracatçılar arasındaki fark, yalnızca ekonomik araçlarla değil, karar alma biçimleriyle de ortaya çıkıyor. Erkek ihracatçılar genellikle “önlem alma” refleksiyle hareket ederken, kadın ihracatçılar “uyum sağlama” stratejisini tercih ediyor. Bu fark, toplumsal rollerin iş dünyasındaki yansıması olarak okunabilir.
Ancak dikkat çekici olan nokta şu: Her iki grup da politikaların öngörülebilir olmasını istiyor. Belirsizlik, hem risk hesaplamasını hem de çalışanlara güven vermeyi zorlaştırıyor. Bu da, toplumsal dayanışmayı zedeliyor.
---
6. Uluslararası Karşılaştırma: Türkiye Nerede Duruyor?
Benzer uygulamalar geçmişte Rusya, Arjantin ve Nijerya gibi ülkelerde de görülmüştü.
- Rusya (2014 sonrası): Döviz gelirlerinin %50’si Merkez Bankası’na satılıyordu. Ancak daha sonra oran düşürüldü, çünkü ihracatçıların yatırım iştahı azaldı.
- Arjantin: Döviz bozdurma kuralı sık sık değiştiği için yatırımcı güveni zayıfladı, sermaye kaçışı hızlandı.
- Türkiye: Daha esnek geçişler sağlansa da, sürekli değişen oranlar öngörülebilirliği azaltıyor.
Bu karşılaştırma, Türkiye’nin mevcut sisteminin kısa vadede döviz arzını artırdığını, ancak uzun vadede ihracat rekabetçiliğini sınırlayabileceğini gösteriyor.
---
7. Geleceğe Dair Öneriler ve Tartışma Soruları
Döviz bozdurma zorunluluğunun etkilerini azaltmak için bazı yapıcı adımlar öneriliyor:
- TCMB’nin oranı sektör bazında farklılaştırması (örneğin ithalata bağımlı sektörlerde daha düşük oran).
- Dövizini ülkeye getirip yatırım yapan firmalara teşvik verilmesi.
- Kadın girişimcilere yönelik döviz rezerv kredisi veya teminat kolaylıkları sağlanması.
Peki sizce, bu tür düzenlemeler gerçekten ülke ekonomisini güçlendiriyor mu, yoksa kısa vadeli bir “kuru tutma” politikasına mı dönüşüyor?
Kadın ihracatçıların toplumsal dayanıklılığı mı, erkek ihracatçıların finansal stratejileri mi uzun vadede daha sürdürülebilir?
---
Sonuç: Rakamların Ötesinde Bir Gerçeklik
Döviz bozdurma zorunluluğu, yalnızca bir para politikası değil; üretim, istihdam, toplumsal cinsiyet dengesi ve ekonomik güvenle doğrudan ilişkili bir konu. Erkek ihracatçılar verilerle konuşuyor, kadın ihracatçılar yaşamın içinden örneklerle. Ancak iki bakış da aynı gerçeğe işaret ediyor: Güçlü bir ekonomi, öngörülebilirlik ve adaletle inşa edilir.
---
Kaynaklar:
- Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Resmî Bültenleri, 2022–2024
- Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) İhracat Raporu, 2024
- KAGİDER Kadın Girişimciler Raporu, 2023
- İstanbul Sanayi Odası Ekonomik Görünüm Anketi, 2024
- IMF Country Reports: Turkey 2023, Russia 2015, Argentina 2022