Meryem Arafat, kocası ve üç küçük çocuğu İsrail bombardımanından kaçmak için Gazze'deki evlerinden kaçtıklarında kış ortasıydı. Aile, Deir al Balah'ta harap bir çadıra sığınmak zorunda kaldı; soğuk gecelerde ısınmak için yakıt ve ısınmaya yetecek kadar kıyafet olmadığı için titriyordu.
O günden bu yana Gazze kıyısında hava sıcak ve nemli hale geldi, aynı çadır da dayanılmaz ve havasız hale geldi.
23 yaşındaki Bayan Arafat, “Çadır yanıyormuş gibi geliyor” dedi. “Hava o kadar sıcak ki, özellikle küçük çocuklar varken dayanamazsınız.” Bir yaşındaki Yahya kucağında rahatsızlık içinde çığlık attı.
Gazze'deki yaklaşık iki milyon Filistinli, İsrail'in bombalamaları ve askeri tahliye emirleri nedeniyle soğuk havalarda evlerinden kaçmak zorunda kaldı ve birçoğunun yaşadığı derme çatma çadırlar, düşük sıcaklıklara karşı çok az barınak sağlıyordu. Isınmak için yakıt bulamayan Gazzeliler, ısınmak ve yemek pişirmek için birçok ağacı kesti.
Artık güneş batmaya başladığından, sıcaklıklar Çarşamba günü 39 santigrat dereceye (102 Fahrenheit) ulaştığında gölge sağlayacak çok az ağaç kaldı.
UNRWA'nın Gazze'deki operasyonlarından sorumlu direktör yardımcısı Scott Anderson, Pazar günü yaptığı açıklamada, artan sıcaklıkların, gıda dağıtımı kadar hastalıkların yayılmasıyla mücadeleyi de yüksek bir öncelik haline getirdiğini söyledi.
Sıcaklık, İsrail'in Gazze'deki savaşının zaten ciddi olan sorunlarını daha da kötüleştiriyor. Zaten kıt olduğunda ve bulunması kolay olmadığında insanlar serin kalmak için suya güveniyorlar ve sıcak hava, hastalıkların yayılmasına yardımcı olan böcekleri de beraberinde getiriyor.
Bayan Arafat, “Bu dünyada her şey zorlaştı” dedi. “Su yok.”
Arafat Hanım çocuklarını yelpazeliyor, ellerindeki az miktardaki suyla onların başlarını ve uzuvlarını ıslatıyor.
Havaların ısınmasıyla birlikte sivrisinekler, karıncalar ve diğer böcekler de ortaya çıktı. Geceleri Bayan Arafat ve kocası, ısırılma korkusuyla uyanık kalarak üç çocuklarına bakıyorlar. Çadırı açık alandaki bir kampta ve yılan gibi daha tehlikeli tehditlerden korkuyor.
Refah'ta bir çadırda yaşayan 37 yaşındaki üç çocuk annesi Fadwa Abu Waqfa, klima, buzdolabı ve soğuk su ayısıyla yaşayan ailesinin barış zamanında bile Gazze sıcağıyla nasıl başa çıkmaya çalıştığını hatırlıyor.
Durumun artık tarif edilemez hale geldiğini söyledi.
“Dışarıda oturamıyoruz, çadırda da oturamıyoruz” dedi. “Çok zor. Tarif edemeyeceğim bir sıcaklık.”
O ve ailesi artık günlerinin çoğunu pompaya gidip gelerek, her yolculukta iki galon su doldurarak geçiriyorlar.
Üç yaşındaki oğlu Usame geceleri sıcaktan dolayı uyanıyor ve ona sadece içmesi için su verebiliyor. Bunun sadece başlangıç olduğunu ve önümüzdeki aylarda sıcaklıkların daha da kötüleşeceğini biliyor.
“Biz sadece Allah'ın lütfu için dua ediyoruz” dedi.
O günden bu yana Gazze kıyısında hava sıcak ve nemli hale geldi, aynı çadır da dayanılmaz ve havasız hale geldi.
23 yaşındaki Bayan Arafat, “Çadır yanıyormuş gibi geliyor” dedi. “Hava o kadar sıcak ki, özellikle küçük çocuklar varken dayanamazsınız.” Bir yaşındaki Yahya kucağında rahatsızlık içinde çığlık attı.
Gazze'deki yaklaşık iki milyon Filistinli, İsrail'in bombalamaları ve askeri tahliye emirleri nedeniyle soğuk havalarda evlerinden kaçmak zorunda kaldı ve birçoğunun yaşadığı derme çatma çadırlar, düşük sıcaklıklara karşı çok az barınak sağlıyordu. Isınmak için yakıt bulamayan Gazzeliler, ısınmak ve yemek pişirmek için birçok ağacı kesti.
Artık güneş batmaya başladığından, sıcaklıklar Çarşamba günü 39 santigrat dereceye (102 Fahrenheit) ulaştığında gölge sağlayacak çok az ağaç kaldı.
UNRWA'nın Gazze'deki operasyonlarından sorumlu direktör yardımcısı Scott Anderson, Pazar günü yaptığı açıklamada, artan sıcaklıkların, gıda dağıtımı kadar hastalıkların yayılmasıyla mücadeleyi de yüksek bir öncelik haline getirdiğini söyledi.
Sıcaklık, İsrail'in Gazze'deki savaşının zaten ciddi olan sorunlarını daha da kötüleştiriyor. Zaten kıt olduğunda ve bulunması kolay olmadığında insanlar serin kalmak için suya güveniyorlar ve sıcak hava, hastalıkların yayılmasına yardımcı olan böcekleri de beraberinde getiriyor.
Bayan Arafat, “Bu dünyada her şey zorlaştı” dedi. “Su yok.”
Arafat Hanım çocuklarını yelpazeliyor, ellerindeki az miktardaki suyla onların başlarını ve uzuvlarını ıslatıyor.
Havaların ısınmasıyla birlikte sivrisinekler, karıncalar ve diğer böcekler de ortaya çıktı. Geceleri Bayan Arafat ve kocası, ısırılma korkusuyla uyanık kalarak üç çocuklarına bakıyorlar. Çadırı açık alandaki bir kampta ve yılan gibi daha tehlikeli tehditlerden korkuyor.
Refah'ta bir çadırda yaşayan 37 yaşındaki üç çocuk annesi Fadwa Abu Waqfa, klima, buzdolabı ve soğuk su ayısıyla yaşayan ailesinin barış zamanında bile Gazze sıcağıyla nasıl başa çıkmaya çalıştığını hatırlıyor.
Durumun artık tarif edilemez hale geldiğini söyledi.
“Dışarıda oturamıyoruz, çadırda da oturamıyoruz” dedi. “Çok zor. Tarif edemeyeceğim bir sıcaklık.”
O ve ailesi artık günlerinin çoğunu pompaya gidip gelerek, her yolculukta iki galon su doldurarak geçiriyorlar.
Üç yaşındaki oğlu Usame geceleri sıcaktan dolayı uyanıyor ve ona sadece içmesi için su verebiliyor. Bunun sadece başlangıç olduğunu ve önümüzdeki aylarda sıcaklıkların daha da kötüleşeceğini biliyor.
“Biz sadece Allah'ın lütfu için dua ediyoruz” dedi.