TTB, düzenlediği çevrimiçi toplantıyla COVID-19 pandemisinde geride bırakılan 18 ayın genel bir değerlendirmesini yaptı. TTB Pandemi Çalışma Kümesi üyesi Prof. Dr. Esin Davutoğlu Şenol, “Gerek birinci doz gerekse ikinci doz ve tanımlanmış kümelerde destek doz için günlük aşılanma oranlarındaki azalma dert vericidir” tabirlerini kullandı.
Türk Tabipleri Birliği (TTB), COVID-19 pandemisinde geride bırakılan 18 ayın genel bir değerlendirmesini yapmak ve gelinen evreyi ana çizgileriyle kamuoyuyla paylaşmak maksadıyla basın toplantısı düzenledi.
Toplantıya çevrimiçi olarak katılan TTB Merkez Kurulu Lideri Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, TTB Pandemi Çalışma Kümesi’nin emeğine teşekkür ederek kelama başladı. Korur Fincancı, salgının tüm boyutlarıyla ele alınması zorunluluğuna dikkat çekip 18 ayın kapsamlı değerlendirmesini içeren raporun önümüzdeki günlerde yayımlanacağını söylemiş oldu. İktidarın şeffaf data transferinden mahrum halinin ve TTB’nin alandan edindiği bilgilerle öngörme gayretinin zorluklarından kelam eden Korur Fincancı, konuşmasını Sıhhat Bakanlığı’na elindeki bilgileri paylaşma daveti yaparak sonlandırdı.
TTB Pandemi Çalışma Kümesi üyesi Kubilay Yalçınkaya, pandemiye has bir sıhhat hizmeti sunulmaması niçiniyle sıhhate erişim sorunu kaynaklı ölümlerin COVID-19 kaynaklı ölümlerden daha fazla olduğunu hatırlattı. Önümüzdeki periyotta insanca yaşama sorunu kaynaklı ölümlerin de pandemi kadar tesirli olacağını kaydeden Yalçınkaya “Barınma ve beslenme gereksinimlerinden çalışma ve sıhhat haklarına erişim meselesine, pandeminin getirdiği meselelerle birlikte ölümlerin artması tasası duyuyoruz. İktidarı toplum sıhhatini önceleyen tedbirler almaya çağırıyoruz” dedi.
TTB Pandemi Çalışma Kümesi üyesi Dr. Arif Müezzinoğlu da COVID-19’un bir emekçi sınıfı hastalığı olduğunun altını çizerek kelam aldı. Personel Sıhhati ve Güvenliği Meclisi’nin datalarına atıf yapan Müezzinoğlu, bilhassa özel kesimde emekçi sıhhatinin geri plana itildiği çalışma şartlarının dayatıldığını lisana getirdi. Müezzinoğlu kapalı iş yerlerinin havalandırma sistemlerinin, çalışanların korunma önlemlerinin ve aşılanmanın ehemmiyetine dikkat çekti.
“DÜŞÜNDÜRÜCÜ”
Basın açıklamasını ise TTB Pandemi Çalışma Kümesi üyesi Prof. Dr. Esin Davutoğlu Şenol okudu.
Şenol, 27 Eylül-3 Ekim 2021 dilimi dikkate alındığında olay sayısının dünya genelinde Asya’da, Kuzey Amerika’da, Güney Amerika’da azalma eğilimi gösterdiğini Avrupa’da hudutlu sayıda ülke ile Türkiye’de artış eğiliminin sürdüğünü vurguladı. Şenol, “Bütün pandemi kısıtlamalarının ortadan kaldırıldığı günden bugüne adeta kanıksanmış/kanıksattırılmış bir halde her gün 200 ile 300 içinde değişen sayılarda insanımızı kaybediyoruz. Bu sayılar, yaklaşık 10 aydır elinde aşı bulunan bir ülke için aşılama süreci bakımından da ilaç dışı halk sıhhati tedbirlerinin nasıl uygulandığı bakımından da düşündürücüdür” dedi.
“TUTARSIZ VE SONLU DATA PROJEKSİYONU OLANAKSIZ KILIYOR”
Az sayıda datanın meçhul tariflerle, tutarsız ve bilim dışı değişimlerle toplumsal medya üzerinden duyurulduğunu vurgulayan Şenol, “Neredeyiz sorusunu yanıtlamayı da salgına dair projeksiyonda bulunmayı da olanaksız hale getirmektedir. Türkiye’ye dair çıkarımlarımızı ülkeye dair muazzam datalar üzerinden dileyenlerin ve ilgililerin erişimine açık, şeffaf, iştirake açık bir yolla yapabilmek toplum sıhhati riske atılarak tercih edilmemiştir” tabirlerini kullandı.
Haziran 2021’de aşı tedarikinin sağlanması daha sonrasında üç ay ortasında yetişkin nüfusun tamamına yakınının aşılamasının tamamlanmasının mümkün olduğunu söylen Şenol, geçen dört ayda aşılama kapasitesinin dörtte birinin bile kullanılmadığını belirtti.
“İKTİDAR AŞI KONUSUNDA POPÜLİZM YAPIYOR”
“Aşı için şuurlu olarak sessiz kalan iktidar ile aşı aykırısı iktidar içinde hiç bir fark yoktur” diyen Şenol, şu sözleri kullandı:
* Devlet aşı kararsızlığını gidermek için şeffaf bilgiye ve bilgiye dayalı tesirli bir bağlantı kampanyası düzenlememiş, hatta aşı aksisi propagandalara müsaade vermiştir.
* Sokağa çıkma yasağı üzere temel hak ve özgürlüklerini çok sınırlayan, toplumun sıhhat ve iyiliğine ziyan vermiş formları uygulamaktan çekinmemiş olan devletin mevzu aşılamaya geldiğinde kuralları net bir biçimde koymuyor oluşu fakat popülizm ile açıklanabilir.
Şenol, “Gerek birinci doz gerekse ikinci doz ve tanımlanmış kümelerde destek doz için günlük aşılanma oranlarındaki azalma dert vericidir” dedi.
Türk Tabipleri Birliği (TTB), COVID-19 pandemisinde geride bırakılan 18 ayın genel bir değerlendirmesini yapmak ve gelinen evreyi ana çizgileriyle kamuoyuyla paylaşmak maksadıyla basın toplantısı düzenledi.
Toplantıya çevrimiçi olarak katılan TTB Merkez Kurulu Lideri Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, TTB Pandemi Çalışma Kümesi’nin emeğine teşekkür ederek kelama başladı. Korur Fincancı, salgının tüm boyutlarıyla ele alınması zorunluluğuna dikkat çekip 18 ayın kapsamlı değerlendirmesini içeren raporun önümüzdeki günlerde yayımlanacağını söylemiş oldu. İktidarın şeffaf data transferinden mahrum halinin ve TTB’nin alandan edindiği bilgilerle öngörme gayretinin zorluklarından kelam eden Korur Fincancı, konuşmasını Sıhhat Bakanlığı’na elindeki bilgileri paylaşma daveti yaparak sonlandırdı.
TTB Pandemi Çalışma Kümesi üyesi Kubilay Yalçınkaya, pandemiye has bir sıhhat hizmeti sunulmaması niçiniyle sıhhate erişim sorunu kaynaklı ölümlerin COVID-19 kaynaklı ölümlerden daha fazla olduğunu hatırlattı. Önümüzdeki periyotta insanca yaşama sorunu kaynaklı ölümlerin de pandemi kadar tesirli olacağını kaydeden Yalçınkaya “Barınma ve beslenme gereksinimlerinden çalışma ve sıhhat haklarına erişim meselesine, pandeminin getirdiği meselelerle birlikte ölümlerin artması tasası duyuyoruz. İktidarı toplum sıhhatini önceleyen tedbirler almaya çağırıyoruz” dedi.
TTB Pandemi Çalışma Kümesi üyesi Dr. Arif Müezzinoğlu da COVID-19’un bir emekçi sınıfı hastalığı olduğunun altını çizerek kelam aldı. Personel Sıhhati ve Güvenliği Meclisi’nin datalarına atıf yapan Müezzinoğlu, bilhassa özel kesimde emekçi sıhhatinin geri plana itildiği çalışma şartlarının dayatıldığını lisana getirdi. Müezzinoğlu kapalı iş yerlerinin havalandırma sistemlerinin, çalışanların korunma önlemlerinin ve aşılanmanın ehemmiyetine dikkat çekti.
“DÜŞÜNDÜRÜCÜ”
Basın açıklamasını ise TTB Pandemi Çalışma Kümesi üyesi Prof. Dr. Esin Davutoğlu Şenol okudu.
Şenol, 27 Eylül-3 Ekim 2021 dilimi dikkate alındığında olay sayısının dünya genelinde Asya’da, Kuzey Amerika’da, Güney Amerika’da azalma eğilimi gösterdiğini Avrupa’da hudutlu sayıda ülke ile Türkiye’de artış eğiliminin sürdüğünü vurguladı. Şenol, “Bütün pandemi kısıtlamalarının ortadan kaldırıldığı günden bugüne adeta kanıksanmış/kanıksattırılmış bir halde her gün 200 ile 300 içinde değişen sayılarda insanımızı kaybediyoruz. Bu sayılar, yaklaşık 10 aydır elinde aşı bulunan bir ülke için aşılama süreci bakımından da ilaç dışı halk sıhhati tedbirlerinin nasıl uygulandığı bakımından da düşündürücüdür” dedi.
“TUTARSIZ VE SONLU DATA PROJEKSİYONU OLANAKSIZ KILIYOR”
Az sayıda datanın meçhul tariflerle, tutarsız ve bilim dışı değişimlerle toplumsal medya üzerinden duyurulduğunu vurgulayan Şenol, “Neredeyiz sorusunu yanıtlamayı da salgına dair projeksiyonda bulunmayı da olanaksız hale getirmektedir. Türkiye’ye dair çıkarımlarımızı ülkeye dair muazzam datalar üzerinden dileyenlerin ve ilgililerin erişimine açık, şeffaf, iştirake açık bir yolla yapabilmek toplum sıhhati riske atılarak tercih edilmemiştir” tabirlerini kullandı.
Haziran 2021’de aşı tedarikinin sağlanması daha sonrasında üç ay ortasında yetişkin nüfusun tamamına yakınının aşılamasının tamamlanmasının mümkün olduğunu söylen Şenol, geçen dört ayda aşılama kapasitesinin dörtte birinin bile kullanılmadığını belirtti.
“İKTİDAR AŞI KONUSUNDA POPÜLİZM YAPIYOR”
“Aşı için şuurlu olarak sessiz kalan iktidar ile aşı aykırısı iktidar içinde hiç bir fark yoktur” diyen Şenol, şu sözleri kullandı:
* Devlet aşı kararsızlığını gidermek için şeffaf bilgiye ve bilgiye dayalı tesirli bir bağlantı kampanyası düzenlememiş, hatta aşı aksisi propagandalara müsaade vermiştir.
* Sokağa çıkma yasağı üzere temel hak ve özgürlüklerini çok sınırlayan, toplumun sıhhat ve iyiliğine ziyan vermiş formları uygulamaktan çekinmemiş olan devletin mevzu aşılamaya geldiğinde kuralları net bir biçimde koymuyor oluşu fakat popülizm ile açıklanabilir.
Şenol, “Gerek birinci doz gerekse ikinci doz ve tanımlanmış kümelerde destek doz için günlük aşılanma oranlarındaki azalma dert vericidir” dedi.